Allah Rasulü s.a.v. bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Beş şey gelmeden önce beş şeyi ganimet bil: İhtiyarlığından önce gençliğini, hastalanmadan önce sıhhatini, fakirliğinden önce zenginliğini, meşguliyetinden önce boş vakitlerini, ölümünden önce de hayatını!” (Buhârî, Rikak 3; Tirmizî, Zühd 25)
Bu hadis-i şerif bize zamanın bir nimet ve ikram olduğunu, kıymeti bilinmediğinde telafisi imkânsız şekilde heba olup gideceğini hatırlatır.
Zamanın farkında olmak, onu ebedi hayat için sermaye yapmak bütün müminler için sorumluluktur. Fakat bazen bu sorumluluğumuzu unutup geçici meşguliyetlere aldanarak vaktimizi ziyan edebiliyoruz. Bu halden kurtulmak, kendimize gelmek için bir uyanışa, sarsılmaya ihtiyaç duyuyoruz. Bir vesile bulup yanlışlarımızdan dönmeyi, yüzümüzü ilahî rahmet dergâhına çevirmeyi arzuluyoruz.
İşte böyle bir başlangıç için Yüce Mevlâ bizlere bazı bereketli zamanlar ihsan etmiştir. Bu zamanlar, kulluk şuurumuzu tazelemek, Âlemlerin Rabbi’ne yönelmek, günahlarımızdan tevbe etmek, dünyadan yakamızı kurtarıp kalplerimizi temizlemek için Allah Tealâ’nın seçtiği zamanlardır.
Üç Aylar’da Ne Yapmalıyız?
Üç Aylar’ın manevi ikliminden nasiplenmek için dikkat etmemiz gereken hususlar kısaca şunlardır:
• Namazlarımızı cemaatle kılmaya özen göstermeliyiz.
• Kaza namazlarımız varsa bunları kılmalı, yoksa elimizden geldiğince nafile ibadetlere yönelmeliyiz.
• Sünnet olan oruçları tutmaya gayret etmeliyiz.
• Kur’an-ı Kerim’i çokça okumalıyız.
• Kulluğumuzu gözden geçirerek, eksik ve hatalarımızla yüzleşmeliyiz. Bu ayları, alışkanlık haline getirdiğimiz günahlardan yakamızı kurtarmak için fırsat bilmeliyiz.
• Üç Aylar’ı günahların affı için fırsat bilip samimiyetle sık sık tevbe ve istiğfar etmeliyiz.
• Akrabalarımızla, komşu ve dostlarımızla yakınlığımızı artırmalıyız.
• Fakir ve muhtaç kimselere yardım elimizi uzatıp, bütçemiz nispetinde kayda değer sadakalar vermeliyiz.